Toprak, yeryüzündeki en çeşitli habitatlardan (yaşam alanı) biridir. Doğanın hiçbir yerinde canlı türleri toprak topluluklarında olduğu gibi yoğun bir şekilde bir arada yaşamazlar. Bu öneme rağmen bu çeşitlilik ile ilgili bilgi düzeyimiz çok azdır ve toprak organizmalarının büyük kısmı hâlâ bilinmemektedir.1
Toprak organizmaları, yaşamsal öneme sahip birçok ekosistem hizmetini içeren rolleri üstlenirler. Toprak oluşumu, toprak sağlığı, organik maddenin parçalanması, suyun toprağa sızması ve toprakta depolanması, kirleticilerin azaltılması ve biyokontrolü bunlardan sadece birkaçıdır.2 Bilimsel çalışmalar, toprağın küresel çapta karasal ekosistemlerin sürdürülebilir işleyişi için geniş bir hizmet yelpazesi sağladığını ve böylece doğrudan ve dolaylı olarak insan refahını etkilediğini gösterir.
Bilimsel çalışmalar; insan etkinliklerine bağlı toprak biyolojik çeşitlilik kaybının başlıca nedenlerinin başında arazi kullanım değişikliği, toprak kirliliği, erozyon ve iklim değişikliğini gösterir.3_4
Toprak biyoçeşitliliğin kaybına neden olan etkenler arasında arazi kullanım değişikliği en ön sırada yer alır. Çivi yapmak için tasarlanan bir fabrika, bir gecede bir halı fabrikasına dönüştürülemeyeceği gibi, yaprak ve odunsu atıkları yumuşatmak isteyen organizmalarla dolu bir orman toprağının da bir gecede mera olması imkânsızdır. Bu değişim zaman alır ve yaşam için bedeli büyüktür. Ormanların kesilerek otlaklara, tarım alanına, doğal meraların tarım alanına dönüştürülmesi toprak biyoçeşitliliğinin azalmasına yol açar.5_6
Doğal yaşam alanı (habitat) tarımsal üretime dönüştürüldüğünde, toprak biyolojik ve fiziksel özellikleri (ör. sıcaklık, pH, toprak tekstürü ve su tutma özellikleri) ve mikrohabitatlar değiştirilir. Bu toprak özelliklerinde meydana gelen değişiklikler, toprak canlılarının dağılımı ve çeşitliliğine yansır. Büyük değişimlere adapte olmuş organizmalar, tarım toplulukları içinde egemen hale gelirler, böylece topraktaki canlı çeşitliliğini azaltırlar.7
Toprak kirliliğinin toprak biyoçeşitliliği üzerindeki etkisi, kirleticilerin türüne ve toprak organizmaları üzerindeki etkilerine bağlıdır. Örneğin toprağın üzerinde bir film oluşturan petrol sızıntıları toprağın havalanmasını engeller ve toprak solunumunu tamamen durdurur. Bu durum toprak biyotası (bitki ve hayvan yaşamının bütünü) için seçici olmayan bir şekilde, tüm toprak altı yaşamının sona ermesi anlamına gelir. Öte yandan, kimyasallar (pestisitler) daha seçici davranır. Diğer toprak canlıları üzerindeki yok edici etkilerini göz ardı etmemekle birlikte insektistler böcekleri, fungisitler mantarları yararlı veya zararlı olduğuna bakmaksızın kitlesel olarak yok ederek toprak biyoçeşitliliğine zarar verir. Toprak organizmaları ortak beslenme ilişkileri nedeniyle birbirlerine bağımlı olduklarından, besin ağının herhangi bir bileşeninin değiştirilmesi zincirin geri kalan kısmını da etkiler.8
Toprak erozyonu, çeşitli mekanizmalarla toprakta yaşayan organizmaların miktarlarını ve türlerini değiştirir. Organik madde bakımından zengin üst toprakların ortadan kalkmasına veya azalmasına neden olan erozyon, üst toprakta yaşayan organizmalarının habitatını yok eder, yaşam alanı yok olan organizmalar varlıklarını uzun süre devam ettiremezler.9_10
Küresel ısınma odağında otlak topluluklarını inceleyen iki yıllık alan çalışmasına göre 3.5°C'lik küresel sıcaklık artışının toprak solunumunda ve bitki biyokütlesi üzerinde küçük bir etkiye sahip olduğunu gösterirken, artan bitki gelişimine bağlı olarak artan kök büyümesinin toprak faunası üzerinde belirgin etkileri olduğunu gösterir. Örneğin, halkalı solucanlar ve bazı akarlar sayıca azalırken, enchytraeidae (genel anlamıyla bir tür yuvarlak solucan) serin topraklarda yaşamayı sevdiği için yüzey sıcaklığından kaçarak daha derin toprak katmanlarına göç eder. Bu oluşumlar toprak solunumunu ve biyokütlesini olumsuz yönde etkiler.