Küresel kara alanının %31’ini oluşturan ormanlar; toprağı koruma, su üretimi, sel ve taşkınların önlemesi, iklim düzenleme, biyoçeşitliliğin korunması işlevlerini gören vazgeçilemez doğal varlıklardır. Ormanlar 60.000 ağaç türüne, çift yaşamlı türlerin %80’ine, kuşların %75’ine, memelilerin %68’ine ev sahipliği yapmaktadır.1 Yaklaşık 6 milyar insan ormanlardan elde edilen gıda (mantar, meyve, yaprak), içme suyu, tıbbi ilaç gibi odun dışı ürünleri kullanmaktadır.2
İnsanlık tarihinde ilk defa tarım arazisi açma amacıyla yapılan orman tahribatı hala günümüzde de büyük miktarlarda devam etmektedir. Günümüzden 10 bin yıl önce 6 milyar hektar olduğu tahmin edilen orman varlığının 1/3’ü tahrip edilmiş, yapılan tahribatın %30’u son 300 yılda gerçekleşmiştir.3 1960 yılından günümüze tropik ormanların yarısından fazlası tahrip edilmiştir. Ormanlar hala ciddi bir yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. 1990-2020 yılları arasında 420 milyon hektar (Türkiye’nin alanının 5.3 katı, Hindistan’ın 1.3 katı kadar alan) orman alanı kaybetmiştir.4 Orman tahribatı miktarında geçmişe göre bir azalma olmakla birlikte hala azımsanmayacak boyuttadır. Her yıl yaklaşık 10 milyon hektar orman tahrip edilmektedir.
Ormanların %70’inin tarım arazisi elde etme amacıyla yok edildiği, en büyük payın %45.1 oranı ile büyük baş hayvan yetiştirmek amacıyla yeni otlaklar oluşturmak olduğu, kalanının ise palm yağı, kakao, kahve, kauçuk plantasyonları tesis etmek ya da soya üretimi amacıyla yapıldığı bildirilmektedir.5 Ormanları tahrip eden ikincil etken bir orman yönetim planına dayalı olmadan yapılan ağaç kesimleriyle yapılan odun ticaretidir. Diğer nedenler ormanların madencilik, kentleşme, sanayi ve turizm yatırımları, alt yapı tesisleri amacıyla başka kullanım alanlarına dönüştürülmesidir. 2001-2020 yılları arasında 140 milyon hektar orman alanı madencilik nedeniyle tahrip olmuştur.6
Türkiye orman varlığını artıran ender ülkelerden biri olmakla birlikte 31.12.1981 tarihinden önce tahrip edilen 626 bin hektar orman alanı Orman Kanunu’nda 2B olarak bilinen uygulama nedeniyle orman sınırları dışına çıkarılmıştır.7 2012-2023 yılları arasında 300 bin hektardan fazla orman alanı ormancılık dışı kullanımlara tahsis edilmiştir.8
Ormansızlaşma, yeniden orman kurma faaliyeti yapılmaksızın ormandaki ağaçların kesilerek orman örtüsünün yok edilmesi anlamına gelir. Ormansızlaşma ile kaybolan sadece ağaçlar değil bir ekosistemdir. Ormanda yaşayan tüm canlıların yaşam alanları yok olmaktadır. Bu nedenle biyolojik çeşitlilik kaybında ormanların tahribatı en büyük rolü oynamaktadır. Özellikle eğimli arazilerde örtüsüz kalan toprak hızla erozyona uğramaktadır. Hızla akışa geçen su nedeniyle sel ve taşkın riski artmakta, ormanların karbon depolama, iklimi düzenleme yanında pek çok tedarik hizmetleri de yerine getirilemez hale gelmektedir.